letra de dut ağacı - barış manço
bu sabah, doğup büyüdüğüm mahallenin sokaklarında dolaştım.
çocukluğu yaşamak istedim bu sabah.
ve bir an, keşke bugün hiç olmasaymış diye düşündüm.
keşke dün, dün kalsaymış.
şu sağdaki iki katlı ev nezahat hanımlarındı galiba.
yok yok, bu yekta beylerin ki olmalıydı.
nezahat hanımların kinin yanı top oynadığımız boş arsaydı.
iyi ama, nerede boş arsa?
ya bakla tarlası?
peki, taş mektep?
neredeler?
kimler götürdü?
kimler çaldı o güzelim anıları benden?
birden rıza amca’yı gördüm.
yine o dut ağacının altında oturuyordu.
koştum, ellerine sarıldım.
önce tanımadı,
sonra rıza amca’nın sımsıcak ellerinde çocukluğumu yeniden yaşamaya başladım.
tam karşımızdaki evin üçüncü katında otururlardı.
on dört yaşında boyanmaya başladığından mahalleli sonunu iyi görmezdi doğrusu.
bu kız çok tango oldu derlerdi.
evlenmiş, iki sokak öteye taşınmışlar.
eskisi gibi mi, diye sordum.
eskisi gibiymiş,
biraz kilo almış o kadar.
olsun.
kim bilir, kilolu olmak bile ne yakışmıştır ona?
zaten ne yakışmazdı ki?
rengini beğenmedim dedi rıza amca.
üstelik, bayağı süzülmüşsün.
tabi; gece hayatı, içki, sigara. bakmıyorsunuz ki kendinize!
ilahi rıza amca!
birlikler umumi katipliği’nden emekli oluvereli,
gecesi gündüzü bu dut ağacının altında geçerdi.
son üç sadrazamı ve c-mhuriyet’ten bu yana bütün başvekilleri sırasıyla ezbere bilir,
bize de saydırırdı çocukluğumuzda.
hala hatırlıyor musun diye sordu.
hatırlıyor muyum?
hiç unutamamıştım ki…
bilekten bağlı açık sandaletler giyerdi.
nedense, pek derin bir iz bıraktı bende bu sandaletler.
bir de, kol altları genişçe oyulmuş pembe bluzu…
ilk sigarasını yakışımı hatırlıyorum da,
ne gururlanmıştım ya rab’bim!
nasıl da bakmıştı gözlerime?
yıllar yılı, bu bakışlarla yaşadım.
onlarla uyudum,
onlarla uyandım.
şimdi kim bilir, hangi eller yakıyordur sigarasını?
oysa, bu dut ağacının altında söz vermiştim.
söz, söz, söz!
hep lafta kaldı! dedi rıza amca.
yıkılmadık ev bırakmadılar mahallede.
evlerle beraber bahçeler de yok oldu.
bir şu dut ağacı kaldı.
onu da kesmeseler bari.
birden gözleri parladı:
sahi, sen televizyona filan da çıkıyorsun dedi.
tabi ya! seni dinlerler.
bir seferinde söyle,
çık pat pat söyle:
şu dut ağacını kesmesinler de.
aslında, dizlerinde derman olsa
nafa vekilini bile çıkarırdı rıza amca ama
gençler ne güne duruyordu ki?
söz verdim rıza amca’ya.
dut ağacını kestirmeyeceğime söz verdim.
dünü bilmeden bugünü yaşamanın bedeli öylesine ağırdı ki,
yarını bugünden kurtarmak için hayatımda ikinci kez söz verdim.
birinciyi tutamamıştım ama
ikinciyi tutacağıma söz verdim…
letras aleatórias
- letra de love sneakin’ up on you - sting
- letra de perhaps - janivkk, rrarebear
- letra de i knew it - yvncc
- letra de sola - niko la fábrica
- letra de quando eu morrer - chicote
- letra de risky language - wine pong
- letra de go - hey-zooz
- letra de i know the lord - dallas holm
- letra de thank you jesus - dallas holm
- letra de you - lucii & sam lamar